Beynin Gücü: Nöroplastisite
İnsan 7’sinde neyse 70’inde de odur. Ve biz biliriz ki bir kişi tembelse, matematik zekası düşükse, müzik aleti çalamıyor ya da dans edemiyorsa hep böyle kalacaktır. Bunu sadece biz düşünmüyorduk. Öyle ki bilim insanları da bunu kanıtlar nitelikte araştırma bulguları yayınlıyorlardı ki hala bakarsanız çoğu lise kitaplarında nöronların gelişemeyeceği, değişemeyeceği yönünde tanımlamalar vardır. Fakat yakın geçmişte keşfedilen beynin Nöroplastisite yeteneği, bunun hiçte böyle olmadığını, beynin değişip, gelişebileceğini gösteren yeni bulgular ortaya çıktı.
Nöroplastisite en basit tanımıyla nöronların yeniden yapılandırma işlemi olarak bilinir. Yani şöyle diyebiliriz ki her birimiz akıllı varlıklarız. Bunu hangi yönde geliştirebileceğimiz bizlere bağlı. Herhangi bir şeyi yapamamız, zeka kapasitemizin düşük olduğu anlamına gelmiyor. Öyle ki bu işlemi yeterince kullanabilirsek muazzam ölçüde gelişebiliriz. Alışkanlıklarımızı değiştirerek, istediğimiz her şeyi öğrenebilme kapasitemiz var. Diyelim ki dans etmek istiyoruz fakat yeteneğimizin olmadığını düşünüyoruz. Dans eden birinin videosunu açıp günlerce o kişiyi taklit edebilirsek ‘Ayna nöron’ larımız sayesinde yeterince iyi öğrenebiliriz.
İnsanın en büyük avantajlarından biri adaptasyon sağlayabilmesidir. Herhangi bir duruma kolayca alışmamız, adapte olabilme yeteneğimiz sayesinde oluyor. Ama en büyük avantajımız aynı zamanda dezavantajımıza dönüşebiliyor. Adaptasyonu sağlayabildiğimiz yaşam alanları, konfor alanımız haline dönüştüğünde yeni bir alanı kabul etmekte çekiniyoruz. Ve yeni olayları deneyimlemekten kaçınıyoruz. Oysa nöroplastisitenin gelişmesini sağlayan faktörlerden biri de nöronlar arasındaki bağı güçlendiren yeni şeyler deneyimlemek, öğrenmek. Yeni bir duruma, olaya karşı beyin daha öncesinde nöron bağlantıları geliştirmediği için zorlanır fakat bunun gelişmesi için o davranış tekrar edilirse artık kişi yeni bir durum için alışagelmiş hale gelir.
Nöroplastisitenin beyinde ki etki alanlarına baktığımızda,
Beyinde nöroplastisitenin gelişmeşini sağlayan beyin bölgeleri, Hipokampüsdeki subgranüler zon (SGZ) ve subventriküler zon (SVZ) alanlarıdır. Hipokampüs hafıza ve öğrenmeyle alakalı beyin bölgesidir ve gün içerisinde çok fazla yeni nöronlar üretir. Amigdala nöroplastisitenin bir diğer gelişim gösterdiği alandır. Amigdala başta korku olmak üzere duygularımızdan sorumlu olan bölgemizdir. Aslında bu beyin alanlarıyla ilişkili olarak amigdala’nın aşırı uyarılması, yani stresin yoğunluğu birçok kötü durumu tetiklediği gibi nöroplastisiteyi de etkilemektedir. Öyle ki araştırmalar da stresin, hücrelerin işlevini kaybetmesine yol açtığını gösteriyor. Stres nöroplastisiteyi etkileyen en olumsuz şeydir.
Nöroplastisiteyi geliştirebleceğimiz en iyi şeylerin başında tabii ki öncelikle stresi azlatmak, egzersizi çoğaltmak geliyor. Günlük rutinlerin dışına çıkmak, alışagelmiş olanı değiştirmek, kötü olan alışkanlıkları bırakıp yerine yenilerini koyabilmek en etkili yöntemlerden.
Gelişebilmek için konfor alanımızdan çıkmamız gerektiğini birçok yerden görmüş ya da duymuşsunuzdur. Ben size bilimsel açıdan da bunun böyle olduğunu beynin her an gelişebildiğini ve biz istersek her şeyi başarabileceğimizi anlatmak istedim. Akıllı varlıklarız, üşenmeyi bırakıp kendi gelişimimiz için çabada olmalıyız. Adaptasyon yeteneğimizi her zaman avantaja çevirelim. Adımlarımızı çekinmeden, korkmadan atalım, atalım ki gelişebilelim, çeşitliliği deneyimleyebilelim. Dünyaya benliğimizin her oluşumunu deneyimlemeye geldik izin verin, engeliniz kendiniz olmasın…